top of page
Ara
  • Yazarın fotoğrafıAysel ABA KESİCİ

ÇOCUKLARIMIZI NASIL KORUMALIYIZ

Güncelleme tarihi: 5 Tem 2021

Çocuklar, güldür, çiçektir, çocuklar dünyanın en masum varlıklarıdır, laflarının duygusal ve edebi romantizminden uzaklaşarak, çocukları bu dünyanın kirinden, pisliğinden ve acımasızlığında korumanın çok ciddi yolları üstüne kafa yormanın zamanı çoktan geldi ve bana kalırsa geçiyor bile. Her gün görsel ve yazınsal medyada çocuklara yapılan her tür haksızlık haberlerine tanık oluyoruz. İçimiz sızlıyor, bazen gözyaşlarımıza hakim olamıyoruz. Bu büyük ve acımasız haksızlıklar yüreğimizi dağlıyor; dağlamalı elbette. Ama biz bundan daha fazlasını da yapabiliriz.

Yine medyaya yansıyan bir çocuk istismarı vakası sebebi ile bu konu üzerine yazmayı vicdanen kendime bir borç biliyorum. Habere göre Van’da özel bir hastaneye kaldırılan ve bir gün sonra ölen 38 günlük erkek bebeğin, cinsel istismara uğradığı şüphesi üzerine başlatılan soruşturmada anne ve 2 erkek tutuklandı. Van Barosundan yapılan açıklamada “Şüphelilerden bir kısmı cinsel istismar noktasında ret üzerine bir savunma yaptı. Ancak şüphelilerden bir başkası da istismar olayını doğrulayacak beyanlarda bulundu” denildi.

Tabi bu vakada mağdur 38 günlük bebek olunca, annenin ağır ihmali yada fail olma şüphesi yüksektir. Böyle bir vakada, çocuğun istismar konusunda eğitilmesi, tabi ki söz konusu olmayacaktır. Fakat bir çocuk 2 ya da 3 yaşından itibaren cinsel istismar konusunda anne ve baba tarafından eğitilmelidir. Okul çağına geldikten sonra da, hem anne hem baba hem de okul müfredatına alınarak, pedagoglar tarafından, çocuklara bu konuda eğitim verilmelidir.

Hukukçu olmam sebebi ile pedagogların , mağdur çocuklara, bu konuda nasıl bir eğitici tavsiyede bulunduğuna, çok kez şahit olmuşumdur. Peki pedagogların bu konuda tavsiyesi nedir? Şöyle ki; öncelikle çocuklarımıza bedenlerinin onlara ait olduğunu, ve özel bölgelerine kimsenin dokunamayacağı öğretilmelidir. Cinsel istismar denince, genelde herkesin aklına kız çocukları gelmektedir fakat işin aslı öyle değildir, kız çocuklar kadar erkek çocuk vakası da meydana gelmektedir. Bu sebeple erkek, kız demeden bu konuda çocuklarımızı, her fırsatta bilgilendirmeliyiz.

Bir diğer vakada da Çorum’da bir kız çocuğuna baba, amca ve abi tarafından cinsel istismar yapıldığı hususunda, dava açılmıştır. Bu tür vakalarda da, sadece faillere karşı dava açılması, benim kişisel kanaatime göre yetersizdir. Çünkü bu tarz vakalarda, fail var ise, failin fiiline göz yuman kişide vardır. Bu somut vakada, yaklaşık 7 yıl cinsel istismara uğrayan kız çocuğunun annesinin, bu durumu fark etmemiş olması, olası değildir. Naçizane şahsi fikrim bu duruma göz yuman şahıslarında caydırıcı cezalar ile cezalandırılmasıdır. Daha önceki yazılarımda da beyan ettiğim gibi, lütfen çocuk koruma eğitme yetiştirme kapasitesine sahip değilseniz. Bu dünyaya çocuk getirmeden önce bir kez daha düşünmenizi öneririm. Tabi bu bir öneri, çocuk getirmeye engel bir kanunumuz mevcut değildir. Fakat Çocukların korunması için ilgili kurumlarımız mevcuttur. Bu kurumların da her gün yenilenerek çocukları koruyucu, eğitici kurumlar haline getirilmesi gerekmektedir.

Belki bir çoğunuza radikal bir öneri gibi gelecek olan şu fikrimi de konu buraya gelmişken izninizle paylaşayım. Çocuklarımızın ruh ve bedensel sağlığında sadece biz anne ve babalar ya da adli kurumlar kendini sorumlu hissetmemeli. Bu konuda Milli eğitim bakanlığı da sorumluluk alarak ders düzeyinde bu ve benzer konularda evlatlarımızın bilinçlenmesine katkıda bulunmalıdır. Çünkü çocuklar, başka bir deyimle evlatlarımız sadece bizim geleceğimiz değildirler; onlar insan olan bizlerin yani türümüzün de devamı için elimizdeki yegane varlıklardır. İnsan olarak bu gezegende varlığımız sürdürmemizin biricik vasıtası çocuklarımızdır. O nedenle çocuğun ruhu ve zihni kadar ”Bedeni” de koruma altına alınmalıdır.







3 görüntüleme0 yorum

Son Paylaşımlar

Hepsini Gör
Yazı: Blog2_Post
bottom of page